17 Eylül 2011 Cumartesi
Warhammer 40K : Space Marine İnceleme (PC)
Şu ana kadar herhangi bir Warhammer oyunu oynadınız mı bilmiyorum.Ben Dawn of War serisini zevkle oynamıştım.Eğer benim gibi eski seriyi oynamışsanız Space Marine oyununu ilk gördüğünüzde vereceğiniz tepki şudur : Bu da neyin nesi!! THQ bu sefer bir strateji oyunu değil Aksiypn-TPS tarzı bir oyun ortaya koymuş.Peki ne kadar başarılı olmuş göreceğiz...
İlk söylemek istediğim şey şu :Space Marine deki çatışmalar resmen Dawn of War daki savaşların yakın çekimi gibi.Yani şöyle düşünün Dawn of War oynuyorsunuz ancak Sapce Marine leri tam olarak kontrol etme şansına sahipsiniz.
Oyundaki karakterimiz Titus anlayacağınız üzerine bir Space Marine.Uzay askeri gibi birşey yani.Ancak rütbeli.Titus hem 5 farklı silah ile yakın dövüş saldırıları yapabiliyor hem de çeşitli silahlarla orkları ve diğer düşmanları öldürebiliyor.Bu noktada ilk dikkat çeken özellik TPS ve yakın dövüş sisteminin çok iyi harmanlanmış olduğu.Yani yakın zamanda çıkan Hunted Demon's Forge oyunu gibi can sıkıcı bir sistem yok.Orklara hem ateş ederken hem de onları keserken gerçekten çok eğleniyorsunuz.Grafikler de gayet iyi ancak Nvidia kartlarda sorun çıkarıyor.Bunun için ayarlamayla uzun süre uğrtaştım.Ayrıca çok bug mevcut.Sesler gayet güzel.Müzikler ise sizi gaza getirmekte pek başarılı sayılmaz ama kötü değiller kesinlikle.Oynanışta ekstra olarak jet pack görevlerti mevcut ve bunlar çok eğlenceli.Ayrıca patlama ve kan efektlerini de sevdim.Yine de ara sahneler dışında oyunda hiçbir diyalog konuşma olmaması ( Arada var ama gerçekten çok az) büyük bir eksi.Hikaye ise bu tür oyunlarda olduğunun aksine hiç klişe değil.Warhammer evreninde geçen bir oyundan daha kötüsünü bekleyemezdik.Sağlık doldurmak için düşmanlarımızı sersemletip özel saldırıları kullanıyoruz. bunun gibi birçok özel kombinasyonlar var bunlar da yedirilmiş oynanışa hoş olmuş..Titus'un enerjisini oldurmak için de daha çok düşman öldürüyoruz.Bu da zırh enerjimizi dolduruyor hasar almamamız için.Siper alma durumu da yok yani Gears of War a benzetenler oluyordu , alakası bile yok aslında bu iki oyunun.Silah sayısı,özel silahlar,yakın dövüş ekipmanları (kılıç,testere gibi) bunların hepsi kesinlikle oynanışa keyif katmış.Space Marine kesinlikle denenmesi gereken bir oyun.Multiplayer ı ise sizi oyalayabilir bir süre.Ben multiplayer ı oynadım ama çok takılmadım.MW3,Battlefield 3 gibi oyunlar çıkmadan bile az kişi oynuyordu Multiplayer o oyunlar çıkınca artık maç bulabilir misiniz bilmem.Multisi için alınacak bir oyun değil yani.Seviye sisemi vb. şeyler pek oturmamış.Multi oynaduığım sırada tüm oyuncular bundan şikayettçiydi
Grafikler güzel .
Warhammer evreni iyi yansıtılmış.
Jet pack bölümleri keyifli.
Bol bol yakın dövüş silahı var.
-'ler
Bug dolu.
Multiplayer yetersiz.
Boss dövüşleri keyifli değil.
Tek kişilik bölümler kısa sayılır.
Uzak mesafeli silahların sayısını yeterli bulmadım.
Nvidia kartlarda sorun çıkarıyor.
Not : 7.7/10
Yiğit Keçecioğlu
İlk söylemek istediğim şey şu :Space Marine deki çatışmalar resmen Dawn of War daki savaşların yakın çekimi gibi.Yani şöyle düşünün Dawn of War oynuyorsunuz ancak Sapce Marine leri tam olarak kontrol etme şansına sahipsiniz.
Oyundaki karakterimiz Titus anlayacağınız üzerine bir Space Marine.Uzay askeri gibi birşey yani.Ancak rütbeli.Titus hem 5 farklı silah ile yakın dövüş saldırıları yapabiliyor hem de çeşitli silahlarla orkları ve diğer düşmanları öldürebiliyor.Bu noktada ilk dikkat çeken özellik TPS ve yakın dövüş sisteminin çok iyi harmanlanmış olduğu.Yani yakın zamanda çıkan Hunted Demon's Forge oyunu gibi can sıkıcı bir sistem yok.Orklara hem ateş ederken hem de onları keserken gerçekten çok eğleniyorsunuz.Grafikler de gayet iyi ancak Nvidia kartlarda sorun çıkarıyor.Bunun için ayarlamayla uzun süre uğrtaştım.Ayrıca çok bug mevcut.Sesler gayet güzel.Müzikler ise sizi gaza getirmekte pek başarılı sayılmaz ama kötü değiller kesinlikle.Oynanışta ekstra olarak jet pack görevlerti mevcut ve bunlar çok eğlenceli.Ayrıca patlama ve kan efektlerini de sevdim.Yine de ara sahneler dışında oyunda hiçbir diyalog konuşma olmaması ( Arada var ama gerçekten çok az) büyük bir eksi.Hikaye ise bu tür oyunlarda olduğunun aksine hiç klişe değil.Warhammer evreninde geçen bir oyundan daha kötüsünü bekleyemezdik.Sağlık doldurmak için düşmanlarımızı sersemletip özel saldırıları kullanıyoruz. bunun gibi birçok özel kombinasyonlar var bunlar da yedirilmiş oynanışa hoş olmuş..Titus'un enerjisini oldurmak için de daha çok düşman öldürüyoruz.Bu da zırh enerjimizi dolduruyor hasar almamamız için.Siper alma durumu da yok yani Gears of War a benzetenler oluyordu , alakası bile yok aslında bu iki oyunun.Silah sayısı,özel silahlar,yakın dövüş ekipmanları (kılıç,testere gibi) bunların hepsi kesinlikle oynanışa keyif katmış.Space Marine kesinlikle denenmesi gereken bir oyun.Multiplayer ı ise sizi oyalayabilir bir süre.Ben multiplayer ı oynadım ama çok takılmadım.MW3,Battlefield 3 gibi oyunlar çıkmadan bile az kişi oynuyordu Multiplayer o oyunlar çıkınca artık maç bulabilir misiniz bilmem.Multisi için alınacak bir oyun değil yani.Seviye sisemi vb. şeyler pek oturmamış.Multi oynaduığım sırada tüm oyuncular bundan şikayettçiydi
+'lar
Hem uzaktan hem yakından çatışmalar kesinlikle başarılı harmanlanmış.Grafikler güzel .
Warhammer evreni iyi yansıtılmış.
Jet pack bölümleri keyifli.
Bol bol yakın dövüş silahı var.
-'ler
Bug dolu.
Multiplayer yetersiz.
Boss dövüşleri keyifli değil.
Tek kişilik bölümler kısa sayılır.
Uzak mesafeli silahların sayısını yeterli bulmadım.
Nvidia kartlarda sorun çıkarıyor.
Not : 7.7/10
Yiğit Keçecioğlu
16 Eylül 2011 Cuma
Red Orchestra 2 Heroes Of Stalingrad -İnceleme (PC)
Red Orchestra 2'yi tanıtımlarını çok görmemiştim ve bu yüzden oyunla ilgili çok bir bilgim yoktu.Ama oyunu oynayınca oyunun gerçekçiliğini ve oyunun zevkli olduğunu gördüm.Oyunda ilk olarak her zamanki gibi eğitim yerinden başlıyorsunuz ve eğitim bölümdeki silah kullanırken bile oyundaki gerçekçiliği hemen anlıyorsunuz.2. bölüme geçtiğinizde ise kendinizi savaşın ortasında buluyorsunuz.Oyunda beğendiğim bir özellik ise savaştayken öldükten sonra aynı adam olarak tekrar başlamıyorsunuz ve ordudaki ayakta kalan bir adamla savaşa devam ediyorsunuz, böylelikle öldükten sonra geri doğma gibi birşey olmuyor.Oyunun grafikleri güzel ve silah detayları iyi işlenmiş.1. oyunda olduğu gibi Red Orchestra sadece multiplayer oyunu değil.Oyunda Single Player moduda var.Multiplayer modu single player modundan daha zevkli olabilir çünkü 1. oyunda olduğu gibi bir mutiplayer oyunu, single playerı oynayınca sizde benim gibi anlarsınız.Oyun hakkındaki söyleyeceklerim bu kadar şimdi oyunun artılarını ve eksilerini yazacağım.
+'lar
Oyundaki gerçekçilik
Multiplayer modları
Silah kullanımları
-'ler
Oyunda hatalar var
Single playerdaki görevler saçma olmuş
Nişan alırken sıkıntı yapabiliyor
Oyuna notum: 7.5/10
Mert Demirbaş
+'lar
Oyundaki gerçekçilik
Multiplayer modları
Silah kullanımları
-'ler
Oyunda hatalar var
Single playerdaki görevler saçma olmuş
Nişan alırken sıkıntı yapabiliyor
Oyuna notum: 7.5/10
Mert Demirbaş
15 Eylül 2011 Perşembe
Resident Evil 4 HD-Revival Selection Video İnceleme
İlk video incelememiz.Fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum.İyi seyirler.
(Not: 720p ye ayarlamayı unutmayın)
(Not: 720p ye ayarlamayı unutmayın)
14 Eylül 2011 Çarşamba
Hard Reset İnceleme (PC)
Şu sıralar içimiz dışımız FPS-TPS oldu gerçekten.Ben sırf bu yüzden Wii ye sardım ancak bir baktım ki Wii de de oynadığım oyunlar FPS.Şikayetçi miyim? Zaman zaman.Call of Duty,Crysis gibi yapımlar beni sarıp ekrarın içine çekiyorken bazı oyunlar oluyor ki ekrandan uzaklaşasım geliyor.Bakalım adı sanı duyulmamış bir firmadan gelen ve PC ye özel çıkan Hard Reset hangi sınıfa giriyor.
Oyun tamamen Old School.Önüne çıkanı vur.Artık moda tekrar bunlar oldu.Duke Nukem,Bulletstorm,Bodycount...Hard Reset in beni ilk cezbettiği yanı menü tasarımı.Buharla çalışan bir makineye benziyor oyunun menüsü.Tam Cyber Punk.Ne var ki menüler arasında çok yavaş geçiş yapılıyor ama alttaki Fast Menu seçeneği ile bu sorun da ortadan kalkıyor.Ara videolar çizgiroman havasında ki bu da bir artı.Klişe hikayeyi bu havayla kurtarmaya çalışmışlar iyi de olmuş.Ne var ki yükleme süreleri uzun.Gerçi ara video yu seyrederken yükleniyor ama filmi geçmek isteyen olur.Herkes hikaye meraklısı değil sonuçta.Ben mi? Bence hiklaye olmazsa olmaz arasında.Nu konuda bastım eksiyi.Oyunu açar açmaz sizi çok güzel grafikler karşılayacak.Ortalama sistemimde bile Ultra grafiklerle oynadım ve atmosferin içine daldım.Oyun gelecekte geçiyor ve grafikler bu atmosferi tamamlıyor.Bu konuda iyi iş çıkarmış yapımcılar.Fizikler ise apayrı konu.Fizik motoru güzel çalışıyor.Ortamla etkileşim de gayet geniş çaplı.Oraya buraya rastgele ateş edine sizi gülüsetecek küçük güzel detaylar ortaya çıkacak.Ancak karakterimiz Captain Fletcher'ın koşma biçimi çok garibime gitti söylemeden geçemeyeceğim.Gelelim oynanışa daha önce söylediğim gibi oyun önüne çıkanı vur tarzı.Zaten size daha fazla birşey vaadetmiyor.Bunu yapımcıların oyuna nişan alma desteği koymamasından hissediyorsunuz.Tamam bu özellikle yapılmış olabilir ama o kadar Battlefield,Call of Duty'den sonra nişan alamamak garibime gitti.Tamam Call Of Duty le vs. karşılaştırmak mantıksız ,oyunların amaçları,araçları farklı ama insan aramıyor değil sağ tıkla nişan almayı.Oyun paso arcade tarzı.Robotları vuruyoruz çıkan sağlık barlarını topluyoruz vs.Sol tıkla ateş ediyoruz(Ne ilginç değil mi!) sağ tıkla özel ataklarımızı kullanıyoruz.İki çeşit ayrı silahımız var.Biri standart tüfeklerimiz (Pek standart değil aslında.Gelecekteki silahlar standart sayılmaz herhalde.) ve özel silahlarımız.Q ve E ye basarak bunlara geçiş yapıyoruz.Özel silahımızın enerjisi var ve bu sınırlı.Düşmanlarımız genellikle robotlar.Arada bir boss lar çıkıyor ama boss savaşlarının eğlenceli olduğunu söyleyemem.Oyunun en kötü yanı ise vuruş hissiyatının 0 olması.İstediği kadar arcade olsun ama artık FPS lerde oyun bize silah kullandığımızı hissettirsin istiyoruz.Bunun yanı sıra oyundaki silah sesleri çok kulak tırmalayıcı.
Yapımcı firma Flying Wild Hog, Bulletstorm 'un yapımcısı People Ca Fly ,Witcher ın yapımcısı CD Projekt' in elemanlarından oluşuyor.Zaten öylesine bir firmadan gelemezdi böyle bir oyun.Son olarak söyleyeceğim şey şu : Hard Reset'in 80-90 lı yıllarda yaşamış beyinsiz FPS lerle büyümüş kesimeilaç gibi gelecek.Diğer kısımsa başka oyunlara yönelsin bence.Beni neden mi cezbedemedi?Çünkü oyunda bana birşeyler eksik geldi.Oynanış tok değil ve yavaş.Demo yu oynamadan bulaşmayın derim.
+'lar
Arcade özlemi çekenlere birebir
Atmosfer Güzel
Grafikler şahane
Fizikler de bir o kadar iyi.
Upgrade sistemi iyi sayılır.
Silahlar çeşitli
Özel yetenekler laf olsun diye koyulmamış.
Çizgiroman tarzı ara sahneler
-'ler
Nişan alma yok
Oynanış çok yavan
Vuruş hissiyaı çok düşük
Sadece eski oyunculara hitap ediyor
6.5/10
Yiğit Keçecioğlu
Oyun tamamen Old School.Önüne çıkanı vur.Artık moda tekrar bunlar oldu.Duke Nukem,Bulletstorm,Bodycount...Hard Reset in beni ilk cezbettiği yanı menü tasarımı.Buharla çalışan bir makineye benziyor oyunun menüsü.Tam Cyber Punk.Ne var ki menüler arasında çok yavaş geçiş yapılıyor ama alttaki Fast Menu seçeneği ile bu sorun da ortadan kalkıyor.Ara videolar çizgiroman havasında ki bu da bir artı.Klişe hikayeyi bu havayla kurtarmaya çalışmışlar iyi de olmuş.Ne var ki yükleme süreleri uzun.Gerçi ara video yu seyrederken yükleniyor ama filmi geçmek isteyen olur.Herkes hikaye meraklısı değil sonuçta.Ben mi? Bence hiklaye olmazsa olmaz arasında.Nu konuda bastım eksiyi.Oyunu açar açmaz sizi çok güzel grafikler karşılayacak.Ortalama sistemimde bile Ultra grafiklerle oynadım ve atmosferin içine daldım.Oyun gelecekte geçiyor ve grafikler bu atmosferi tamamlıyor.Bu konuda iyi iş çıkarmış yapımcılar.Fizikler ise apayrı konu.Fizik motoru güzel çalışıyor.Ortamla etkileşim de gayet geniş çaplı.Oraya buraya rastgele ateş edine sizi gülüsetecek küçük güzel detaylar ortaya çıkacak.Ancak karakterimiz Captain Fletcher'ın koşma biçimi çok garibime gitti söylemeden geçemeyeceğim.Gelelim oynanışa daha önce söylediğim gibi oyun önüne çıkanı vur tarzı.Zaten size daha fazla birşey vaadetmiyor.Bunu yapımcıların oyuna nişan alma desteği koymamasından hissediyorsunuz.Tamam bu özellikle yapılmış olabilir ama o kadar Battlefield,Call of Duty'den sonra nişan alamamak garibime gitti.Tamam Call Of Duty le vs. karşılaştırmak mantıksız ,oyunların amaçları,araçları farklı ama insan aramıyor değil sağ tıkla nişan almayı.Oyun paso arcade tarzı.Robotları vuruyoruz çıkan sağlık barlarını topluyoruz vs.Sol tıkla ateş ediyoruz(Ne ilginç değil mi!) sağ tıkla özel ataklarımızı kullanıyoruz.İki çeşit ayrı silahımız var.Biri standart tüfeklerimiz (Pek standart değil aslında.Gelecekteki silahlar standart sayılmaz herhalde.) ve özel silahlarımız.Q ve E ye basarak bunlara geçiş yapıyoruz.Özel silahımızın enerjisi var ve bu sınırlı.Düşmanlarımız genellikle robotlar.Arada bir boss lar çıkıyor ama boss savaşlarının eğlenceli olduğunu söyleyemem.Oyunun en kötü yanı ise vuruş hissiyatının 0 olması.İstediği kadar arcade olsun ama artık FPS lerde oyun bize silah kullandığımızı hissettirsin istiyoruz.Bunun yanı sıra oyundaki silah sesleri çok kulak tırmalayıcı.
Yapımcı firma Flying Wild Hog, Bulletstorm 'un yapımcısı People Ca Fly ,Witcher ın yapımcısı CD Projekt' in elemanlarından oluşuyor.Zaten öylesine bir firmadan gelemezdi böyle bir oyun.Son olarak söyleyeceğim şey şu : Hard Reset'in 80-90 lı yıllarda yaşamış beyinsiz FPS lerle büyümüş kesimeilaç gibi gelecek.Diğer kısımsa başka oyunlara yönelsin bence.Beni neden mi cezbedemedi?Çünkü oyunda bana birşeyler eksik geldi.Oynanış tok değil ve yavaş.Demo yu oynamadan bulaşmayın derim.
+'lar
Arcade özlemi çekenlere birebir
Atmosfer Güzel
Grafikler şahane
Fizikler de bir o kadar iyi.
Upgrade sistemi iyi sayılır.
Silahlar çeşitli
Özel yetenekler laf olsun diye koyulmamış.
Çizgiroman tarzı ara sahneler
-'ler
Nişan alma yok
Oynanış çok yavan
Vuruş hissiyaı çok düşük
Sadece eski oyunculara hitap ediyor
6.5/10
Yiğit Keçecioğlu
13 Eylül 2011 Salı
FIFA 2012 - Demo İlk Bakış (PC)
Bütün dünyanın merakla beklediği futbol oyunu FIFA serisinin yeni oyununun demosu bu sabah itibariyle internete düştü.E bize de Demoyu icelemek düştü.Oyun demo olmasına rağmen birçok takım oyunda açık olarak bulunuyordu.Oyunda bulunan yeniliklerden bahsetmek istiyorum:
Demoda Manchester City , Milan, Borussia Dortmund, Marseille, Arsenal , FC Barcelona takımları bulunuyor.Maçları da 6 dakikalık oynayabiliyoruz.Stadyum olarak da Manchester City nin stadyumu var.
Oyun hakkında ilk söyleyebileceğim şey PC versiyonunda klavyeyle bile harikalar yaratabiliyorsunuz.Kontroller kesinlikle gelişmiş ve herhangi bir şekilde zorlaşma olmamış.FIFA 2012 detaylanmış ama ben FIFA yı pek bilmesem de detaylarla uzun süre uğraştım ve ortaya çok güzel bir maç çıkardım.EA Sports'u bu konuda kesinlikle tebrik etmek istiyorum.Oyunda defans sistemi değişmiş artık kaymak için analog stiği topa doğru ittirip B tuşuna basıyoruz.Fizikler ise oldukça güçlendirilmiş.Bunu sağlayan Impact Engine süper kesinlikle.Demoda takım formasyonu ,taktiklerle çok oynayamıyorduk ama full u çıktığında oldukça detaylı bir menünün bizi karşılayacağına kesinlikle eminim.Oyunun bir diğer güzel yönü ise sunumu.Menü tasarımları harika.Tıpkı FIFA 11 deki gibi yükleme ekranlarında yine bir oyuncuyu yönetiyoruz.Oyunun en başında sırf burdan bile grafiklerin ve fiziklerin ne denli geliştiğini anlıyorsunuz. Grafik demişken oyundaki modellemeler,sahalardaki detaylar özenle hazırlanmış.Özellikle yakın kamera açlılarında ağzınız açık kalıyor.Emektar PC m de bile çok güzel grafiklerle karşılaştım.Grafik ayarlarını da kurcalamama bile gerek kalmadı.Güçlü sisteme sahip kişiler ise FIFA 12 nin grafiklerine resmen bayılacak.
Demo hakkında söylenecekler bunlar.Ben FIFA 12 yi şimdiden alınacaklar listesine yazdım.Demo dan sonra sizin de aynı kararı vereceğinizden eminim.
Demo ya notum 9/10
Yiğit Keçecioğlu
Batman Arkham City -Ön İnceleme
Batman Arkham Asylum'u çoğumuz oynamışızdır ve çoğumuz beğenmişizdir.Arkham City'de ise bizi çok daha büyük bir macera ve 7 kat büyük bir harita bekliyor.Bu seferki maceramızda ise oyuna ilk olarak üstümüzde bütün aletlerimzle başlıyoruz(Arkham Asylum'da topladığımız eşyalarla).Arkham City'i ön sipariş verenler ise challange modları Robin ile oynıyabilicekler.Bu seferki maceranın konusu Gotham City'nin belediye başkanının Arkam Asylum'daki mahkumları alıp Arkham City ismini verdikleri
Arkham City'de bizi CatWoman bekliyor.CatWoman'ı birkaç bölümde kullanabilicez..İlk bölümde two face CatWoman'ı öldürcekken Batman ile gelip kurtarıyoruz.
Arkham City'de Bulunacak Kötüler
Hepimizin Arkham Asylum'dan bildiği Joker
Joker, delilikle dahilik arasındaki ince çizgidedir. Yaptığı planlar ve işlediği suçlar sadece bir dahinin –ya da delinin- akıl edebileceği ayrıntılar içermektedir. Suçları şaka, komedi ve palyaço motifleriyle süslemeyi seven Joker’in yaşamı bir şaka olarak gören, etkileyici ve zeki görünümünün ardında, şakasına gülmeyen adamlarını bile öldürmekten çekinmeyen çılgın bir katil yatmaktadır.
Batman Dark Knight'tan yada eski Batman filmlerinden bildiğimiz Two-Face
Harvey Dent, Gotham’ın genç ve başarılı bölge savcısıydı. Şehirdeki organize suça karşı verdiği savaşta, Batman ve James Gordon’la birlikte anılıyordu. Bir duruşma sırasında, sanık koltuğunda oturan mafya babası “Patron” Maroni, Dent’in yüzüne asit fırlattı. Harvey Dent’in kötü geçen çocukluğundan dolayı zaten kırılgan durumdaki akli dengesi, iyice zarar gördü. O an Harvey Dent gitti ve yerine İki-Yüzlü geldi.
Batman Arkham Asylum'dan bildiğimiz Poison İvy
Romantik ve saf botanik öğrencisi Pamela Isley, yakışıklı ama egzentrik öğretmeni Jason Woodrue’ya aşık oldu. Sevgisi karşılıksız değildi; ama Dr. Woodrue’nun niyeti başkaydı. Pamela’yı bitki toksinleriyle ilgili bir deneyde kobay olmaya ikna etti. Ölümcül toksinlerin insan vücudu üzerindeki etkilerini görmek isteyen Woodrue, bunları gizlice Pamela’nın kanına şırınga etti. Deney başarıyla sonuçlandı, yani bir bakıma. Hücrelere karışan toksinler Pamela’nın zehre karşı direnç kazanmasını sağladı. Ama aynı zamanda Pamela’nın kendisi de bir zehir haline geldi.
İhanete uğramanın dehşeti, çabucak öfkeye ve intikam arzusuna dönüştü. Zehirli Sarmaşık adını aldı ve öfkesini Gotham’dan, özellikle de Gotham’ın erkeklerinden çıkartmaya başladı.
Çizgi Romanlardan tanıdığımız The Penguin
swald Cobblepot'ın babasının Bronchial Pneumonia olarak bilinen, annesinin yağmura yakalanmanın neden olduğuna inandığı bir hastalık yüzünden ölmesi annesinin Oswald'a her zaman şemsiye taşıması için ısrar etmesine
neden oldu.Cobblepot'un dış görünüşü ve her zaman taşıdığı şemsiyesi çocukluk çağı işkencelerinin hedefi yaptı ve tek arakdaşları annesinin hayvan dükkanındaki kuşlar oldu.Üniversite'den mezun olduktan sonra,annesinin uzun süren hastalığından sonra ölmesi,parası ödenmediği için ipotekli hayvan dükkanının elinden alınması ve tek arkadaşları,kuşlara el koyulması Cobblepot'u muhtaç bıraktı.Yasalara olan öfkesi bir hırsız olarak hizmetini yerel mafya bir patronuna sunmasına neden oldu.
Çizgi Romanlardan tanıdığımız Hugo Strange
Herhangi bir özelliğe sahip olmayan ama piskopat ve çok zeki olan Hugo Strange Batman'in başına çok büyük bela açıcak
Eski Batman filmlerinden hatırladığımız Mr.Freeze
İlk olarak 1959 yılında yayınlanan Batman'in 121. sayısında karşımıza çıkan Mr. Freeze'in gerçek adı D. Victor Fries.İsmindeki benzerlik ve kötü adama dönüştüğü zamandaki özellikleri ile Mr.Freeze adını alan Victor Fries'in tek gayesi ise ölen eşini tekrar hayata döndürebilmek.Bu uğurda bazı deneylere başvuran karakterimiz deneylerini devam ettirebilmek için kendisini suç dünyasında bulur.
Batman Arkham Asylum'dan tanıdığımız Harleen Quinzel
Harleen Quinzel, suç eğilimli akıl hastalarını inceleyen, çiçeği burnunda bir psikiyatristti. Arkham Tımarhanesi’nin konuklarından birkaçıyla görüşme yapma izni aldı. Görüşeceği konukların arasında Joker de vardı. Olaylar beklenmedik biçimde gelişti ve Dr. Quinzel Suçun Palyaço Prensi’ne aşık oluverdi! Joker’in kaçmasına yardım eden Harleen, yaptığı –ve akli dengesinin durumu- öğrenilince, incelemeye geldiği hastalar gibi, bir hücreye konuldu.
Batman'in eski filmlerinden tanıdığımız Riddler
Çocukluğunda bile hilebaz biri olan Eddie Nashton'ın suç yaşamı, okuldaki ödüllü yap boz yarışmasının çözümünü öğretmenin odasından çalmasıyla başladı. Bilmece bulmaca sevgisi yetişkinliğinde de süren Eddie, panayırda hileli bir bulmaca kabininde çalışmaya başladı. Sonunda gözünü daha büyük kazançlara dikti ve suç dünyasına iyiden iyiye adım attı. Adını Edvvard Nigma -yani E.Nigma, yani muamma- olarak değiştirip soru işaretleriyle dolu bir kostüme büründü artık Bilmececi olarak anılmaya başlanmıştı. Gotham'da faaliyet gösteren her suçlu gibisonunda Batman'le karşılaşan Bilmececinin, zekâsını kanıtlamak için suçlarıyla ilgili ipuçları bırakma saplantısı, her seferinde Batman tarafından yakalanmasına neden olur.
Genel Olarak:Batman Arkham Asylum çok güzel aksiyon dolu ve grafik açısınıdan harika bir oyundu ve Arkham City'nin daha iyi olmasını bekliyoruz.
Mert Demirbaş
Arkham City'de bizi CatWoman bekliyor.CatWoman'ı birkaç bölümde kullanabilicez..İlk bölümde two face CatWoman'ı öldürcekken Batman ile gelip kurtarıyoruz.
Arkham City'de Bulunacak Kötüler
Hepimizin Arkham Asylum'dan bildiği Joker
Joker, delilikle dahilik arasındaki ince çizgidedir. Yaptığı planlar ve işlediği suçlar sadece bir dahinin –ya da delinin- akıl edebileceği ayrıntılar içermektedir. Suçları şaka, komedi ve palyaço motifleriyle süslemeyi seven Joker’in yaşamı bir şaka olarak gören, etkileyici ve zeki görünümünün ardında, şakasına gülmeyen adamlarını bile öldürmekten çekinmeyen çılgın bir katil yatmaktadır.
Batman Dark Knight'tan yada eski Batman filmlerinden bildiğimiz Two-Face
Harvey Dent, Gotham’ın genç ve başarılı bölge savcısıydı. Şehirdeki organize suça karşı verdiği savaşta, Batman ve James Gordon’la birlikte anılıyordu. Bir duruşma sırasında, sanık koltuğunda oturan mafya babası “Patron” Maroni, Dent’in yüzüne asit fırlattı. Harvey Dent’in kötü geçen çocukluğundan dolayı zaten kırılgan durumdaki akli dengesi, iyice zarar gördü. O an Harvey Dent gitti ve yerine İki-Yüzlü geldi.
Batman Arkham Asylum'dan bildiğimiz Poison İvy
Romantik ve saf botanik öğrencisi Pamela Isley, yakışıklı ama egzentrik öğretmeni Jason Woodrue’ya aşık oldu. Sevgisi karşılıksız değildi; ama Dr. Woodrue’nun niyeti başkaydı. Pamela’yı bitki toksinleriyle ilgili bir deneyde kobay olmaya ikna etti. Ölümcül toksinlerin insan vücudu üzerindeki etkilerini görmek isteyen Woodrue, bunları gizlice Pamela’nın kanına şırınga etti. Deney başarıyla sonuçlandı, yani bir bakıma. Hücrelere karışan toksinler Pamela’nın zehre karşı direnç kazanmasını sağladı. Ama aynı zamanda Pamela’nın kendisi de bir zehir haline geldi.
İhanete uğramanın dehşeti, çabucak öfkeye ve intikam arzusuna dönüştü. Zehirli Sarmaşık adını aldı ve öfkesini Gotham’dan, özellikle de Gotham’ın erkeklerinden çıkartmaya başladı.
Çizgi Romanlardan tanıdığımız The Penguin
swald Cobblepot'ın babasının Bronchial Pneumonia olarak bilinen, annesinin yağmura yakalanmanın neden olduğuna inandığı bir hastalık yüzünden ölmesi annesinin Oswald'a her zaman şemsiye taşıması için ısrar etmesine
neden oldu.Cobblepot'un dış görünüşü ve her zaman taşıdığı şemsiyesi çocukluk çağı işkencelerinin hedefi yaptı ve tek arakdaşları annesinin hayvan dükkanındaki kuşlar oldu.Üniversite'den mezun olduktan sonra,annesinin uzun süren hastalığından sonra ölmesi,parası ödenmediği için ipotekli hayvan dükkanının elinden alınması ve tek arkadaşları,kuşlara el koyulması Cobblepot'u muhtaç bıraktı.Yasalara olan öfkesi bir hırsız olarak hizmetini yerel mafya bir patronuna sunmasına neden oldu.
Çizgi Romanlardan tanıdığımız Hugo Strange
Herhangi bir özelliğe sahip olmayan ama piskopat ve çok zeki olan Hugo Strange Batman'in başına çok büyük bela açıcak
Eski Batman filmlerinden hatırladığımız Mr.Freeze
İlk olarak 1959 yılında yayınlanan Batman'in 121. sayısında karşımıza çıkan Mr. Freeze'in gerçek adı D. Victor Fries.İsmindeki benzerlik ve kötü adama dönüştüğü zamandaki özellikleri ile Mr.Freeze adını alan Victor Fries'in tek gayesi ise ölen eşini tekrar hayata döndürebilmek.Bu uğurda bazı deneylere başvuran karakterimiz deneylerini devam ettirebilmek için kendisini suç dünyasında bulur.
Batman Arkham Asylum'dan tanıdığımız Harleen Quinzel
Harleen Quinzel, suç eğilimli akıl hastalarını inceleyen, çiçeği burnunda bir psikiyatristti. Arkham Tımarhanesi’nin konuklarından birkaçıyla görüşme yapma izni aldı. Görüşeceği konukların arasında Joker de vardı. Olaylar beklenmedik biçimde gelişti ve Dr. Quinzel Suçun Palyaço Prensi’ne aşık oluverdi! Joker’in kaçmasına yardım eden Harleen, yaptığı –ve akli dengesinin durumu- öğrenilince, incelemeye geldiği hastalar gibi, bir hücreye konuldu.
Batman'in eski filmlerinden tanıdığımız Riddler
Çocukluğunda bile hilebaz biri olan Eddie Nashton'ın suç yaşamı, okuldaki ödüllü yap boz yarışmasının çözümünü öğretmenin odasından çalmasıyla başladı. Bilmece bulmaca sevgisi yetişkinliğinde de süren Eddie, panayırda hileli bir bulmaca kabininde çalışmaya başladı. Sonunda gözünü daha büyük kazançlara dikti ve suç dünyasına iyiden iyiye adım attı. Adını Edvvard Nigma -yani E.Nigma, yani muamma- olarak değiştirip soru işaretleriyle dolu bir kostüme büründü artık Bilmececi olarak anılmaya başlanmıştı. Gotham'da faaliyet gösteren her suçlu gibisonunda Batman'le karşılaşan Bilmececinin, zekâsını kanıtlamak için suçlarıyla ilgili ipuçları bırakma saplantısı, her seferinde Batman tarafından yakalanmasına neden olur.
Genel Olarak:Batman Arkham Asylum çok güzel aksiyon dolu ve grafik açısınıdan harika bir oyundu ve Arkham City'nin daha iyi olmasını bekliyoruz.
Oyunundan beklentimiz = Çok Yüksek
Mert Demirbaş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)